Samstag, 14. März 2009

Minel Internet

Tam 20 yil olmus WWW nun yayina baslamasindan. Yorgun argin isten eve dönerken, tren de bu haberi gazetede okudum ve söyle anilar gözümde canlani verdi. Nasil tanismistim ben internetle? Hangi önyargilarim ortadan kalkti, hangi paranoyalar bana bulasti?


Lisedeyken arkadaslar ortadan kaybolurlardi, internet cafe lerde vakit öldürüyorlarmis. O zaman ögrendim internetin bu akibetini ve ilk ön yargi o zaman olustu. Internet öcüydü benim icin. Uzak durmaliydim ve ödevlerimi ben eski metodlarla yapmaliydim.


Sonra (bu sonra iki yil kadar sonrasi) tatil icin geldigim Isvicre den geri dönemedim, liseyi biraktim, kaldim buralarda. Ilk yillarim cok güzeldi her sey toz pembe. Sonra anladim ki hayat buralarda zormus be. Almanca ögrenmek, okul bulmak beni epey bunaltti. Ailem hic farketmedi ama 2. ve 3. yillarim da her gece agladim. Depresyondaydim, yalnizdim. Basörtümden dolayi kabul görmüyordum, sokakta yürüyemiyordum, aileme anlatamadigim bir cok tatsiz olaylar yasamistim. bu sikintilar bana 2 ayda 12 kilo verdittirdi. Bir daha da kilo alamadim. 42 kiloyum, bu 42 kilo olusumun asil nedenlerini hic kimseye hala anlatamiyorum. Anlatirken aglamaktan korkuyorum galiba. Iste bu bunalimli zamanlarimda, internet virusu okulda bilgisayar dersi sirasinda bulasti bana.


Chat i gördüm, sevemedim. Sohbet odalarinda evlilik teklifi aldim,insanlar cildirmis olmali dedim bir daha asla sohbet odalarina yaklasmadim.


Ödevim icin internette kaynak ararken Eksi Sözlük'ü tanidim, yazar olma karari aldim. 6. nesillerin hor görüldügü zamandi. Sonra eski sözlük sayesinde zibidi sözlük (simdi ki adi ile zamane sözlük) ile tanistim. Sanal hayattan nefret ederken, sanal hayatin da aslinda real hayat oldugunu fark ettim. Orda ki yazar arkadaslarda pek bir tuhafti. Sözlükte ki ilk arkadasim Seferyo idi. Kendi adim ile yaziyordum, galiba bu sebepten dolayi sürekli saldiriya ugruyor, kendimi kavgalarin ortasinda buluyordum. Her yorumumdan sonra mutlaka sonu -izm ve -ist ile biten kelimeler yapistirliyordu.

Hayatima O girdi (isim vermek istemiyorum, ücüncü tekil sahis iste) kavga ettik,sonra arkadas olduk, bana yalanlar söyledi, birden "ben yokum" dedi. Peki dedim, önce umursamadim, sonra kendimi tutamadim ve neden diye sordum, benimle dalga gecme hakkini nerden buldugunu merak ettim. Cevabi daha kötü oldu.

Zamane sözlüge küstüm onun yüzünden ne de olsa sözlük vesile olmustu. Birebir sözlüge, private sözlüge, nedir.net e üye oldum. Eski de tekrar yazmayi denedim, uzun süre hal hatir sormadigim icin kaydimi silmisler. Kactigim kiseye birebir de rast geldim, ordan da kactim, tekrar zamaneye sigindim. Beni orda da buldu. Farkli bir mahlas ile yaziyordu, ve benimle tekrar konusmak icin yollar deniyordu. Yazdigim yazilara yorumlar yapiyordu. O nun O oldugunu biliyordum ve ses cikartmiyordum. Careyi mahlas degistirmekte buldum. Mahlasimi degistirince hersey degisti. Sözlük ahalisi birden bire sevimlilesti. Sohbetler düzeyli olmaya basladi. Beni erkek zannediyorlar, hala bir cogu beni erkek zanneder. Velhasili Misafirci ile tanistim, iyi bir arkadaslik basladi, sirlarimizi paylasir olduk. Su yüce internetin bana kazandirdigi sevgili bir arkadasim o. Bir cok ortak yönümüz var O'nunla, bu ortak yönler birbirimize bagladi bizi.

Cok sevdigim yazar Alev Alatli hakkinda arastirma yaparken, Onarimcilar'i buldum. Yillar evvel sizinti dergisinde okumustum galiba, ama bu yeryüzü bekcilerini ben birer hayal ürünü zannetmistim. Degillerlermis. Oraya da üye oldum. Alev Hanim yazilarini oraya gönderiyor, tartisiliyor konusuluyordu. Heves iste, ben de aralarina katildim. Sonra yine ayni sey oldu. O da ordaydi. Ne yalan söyleyim O'nun oralarda olma ihtimali cok yüksekti, ama ben de ki bu Alev Alatli hayranligi bile bile hata yapmama sebep oldu. O'na sorsak simdi ben O'nu takip ediyordum. Tekrar konusmaya basladik. Seviyordum Onunla sohbet etmeyi. Sohbetler renk degistirmeye baslayinca, bir sey aptim. Kötü bir sey ama böyle daha iyi. nefret keskin bir duygudur. O'nun benden nefret etmesini sagladim, feci felaket kevga ettik ve bu kez gercekten gitti. (Bu rastlasmalar yüzünden, yeni bir site görsem, ilk yaptigim sey O'nun da orda olup olmadigini kontrol etmek, yok olduguna emin olduktan sonra kayit oluyorum) Turna mail grubunda Alev Hanim'in yazilari yayinlanmamaya basladi, küstahlik diz boyu oldu, saygi ise yerlerde sürünmeye. Hal böyle olunca gitme zamani geldi dedim ve artik söyle arada sira da Türkiye de neler oluyor diye bir bakip kaciyorum.

Facebook'a bulastim, eski arkadaslarimi teker teker buldum, ama hicbiriyle de muhabbettim yok. en yakin, samimi arkadaslarim buz gibi.

Gecenlerde msn adresimi söyle bir acip baktim da, internetten tanistigim insanlar haber vermeden cikivermisler hayatimdan. Hic konusmuyoruz, selam dahi vermiyoruz. Bir zamanlar saatlerce muhabbet ederdik, sonra bilgisayari kapatinca hayatimdan cikiyorlardi. Hangi ara gittiler, ne zaman birbirimizi unuttuk hic anlayamiyorum. Bir Misafirci var, hayatimdan cikmayan, beni kirmadi blogspot ta yazmaya devam etti. Onu okuyabilmek, okuyupta yorumsuz kalmak büyük bir mutluluk. Hic bitmesin istiyor insan.

Internetin bana kazandirdiklari; Misafirci, bilgi
Internetin bana kaybettirdikleri; mektuplar ( su A4 kagida yazilan, posta yolu ile posta kutusuna atilan, cogu kez heyacan ve mutluluk yüzünden zarfi parcalanarak acilan, dokunulan ve hemen cevap yazilan), zaman, saf duygularim.

hamis: bu yaziyi aslinda 2 hafta önce yazmistim, söyle bir hava aliyim sonra "simdi yayinla" butonuna basarim dedim. Ama geri döndügümde sevgili bilgisayarima virus bulasmisti, o yüzden gecikmeli yayinliyorum.

Keine Kommentare:

Kommentar veröffentlichen