Samstag, 28. Februar 2009

Daha cok genc bir yazi

Dün dogum günümdü. Cocukken dogum günümün hatirlanilmasi cok önemli idi. Unutulunca acayip küserdim. Büyüyünce o kadar da önemli olmadi. Sadece dogdum, niye kutlayalim ki dedim. Simdiler de ise hem önemli hem de önemsiz. Yani unutulsa ne olur. Tabi ki hic bir sey. Beni bir yil boyunca unutan, önemsemeyen insanlar bu günü de hatirlamasinlar. Hep benimle birlikte olan insanlar bu gün de benimle birlikteler. Mutlu bir gündü. Daha gencim. Bunu duymakta güzeldi. Tabi bunu söyleyenler 26 ini geri de birakan insanlardi. "Biz 26 ini kiymetini bilemedik sen bil" dercesine cok "gencsin" dediler.
Dogum günün 2 gün boyunca kutlanir benim hep. Aile fertleri beni hep 28 subat dogumlugum diye hatirlarlar. O yüzden is arkadaslarim 27 Subat ta, ailedekiler 28 Subat ta kutluyorlar. Hic sikayetci degilim.
Bu yasim diger yaslarimdan farkli olmali. Üzüntüler, ayriliklar, hastaliklar bizden uzak olmali. Ama hakli bir istek bu. 25 yil boyunca senenin yarisini hastanelerde gecirdim. Hem kendi saglik sorunlarim yüzünden, hem yakin cevremde ki insanlarin saglik surumu nedeni ile. 2 vatanli hayat sürdürüyorum. Türkiye ve Isvicre arasinda ki gidis gelisler. Bu gidip gelmeler öyle tatil amacli olmuyor. Hic düsünmedigim bir an da tatil icin geldim su iliman ülkeye, geri dönemedim. Birilerine sarilip söyle doya doya "elveda" dememistim. Ne de olsa tatil icin, kisa sürecekti. Nerdeeee. Hayatim hep öyle zaten. Köklü degisiklikler yapiyorum ve bu kararlari almam sadece on dakika sürüyor.
Hayatima birileri giriyor, gidiyor. Aglamiyor, üzülmüyorum. Sonra giden ansizin geri dönüyor. Sasirmiyorum. Kaotik bir hayat benim ki.
Ama ben hep ayni soguk kanliliktayim. "Yasamam gerekliymis" diyorum. Ah bir de ders almayi basarabilsem. Mükemmel olacak.
Velhasili iyi ki dogmusum.

Mittwoch, 25. Februar 2009

Öylesine..

Bugünler de icimde nedenini bir türlü anlayamadigim bir sevinc var, bütün olumsuzluklara ragmen mutluyum. Hayirdir insallah

Neden güzellesme cabalarim hep cirkinlikle geri döner ki? Dudagimin kenari enfeksiyon kapti galiba, agzimi acamiyorum. Bir insan cirkinlige bir yilda alisir, fazla rahatsiz etmez. Ablam bir türlü kabul edemiyor benim cirkinligimi. Be kadin birakta cirkin ama mutlu olarak ölüyüm.

Sevgili arkadasim misafirci de gelmis,katilmis. O na da burdan tesekkürlerimi sunuyorum ve hosgeldin diyorum.

Artik uyusam iyi olacak, öpüldün.

Montag, 23. Februar 2009

Merak

Ben ne merakli bir insanim ya rabbi'm. Bazen kendi kendime hayret ediyorum. Suraya iki satir bir sey yazayim diye giriyorum. Sonra o blog senin bu blog benim dolasip duruyorum. Hadi bu merak kültürel bir sey olsa. Nerdeee! Insanlarin özel hayatlari ile alakali seyler daha cok merakimi dürtüklüyor. Burdan kendime "sana ne?" diye haykiriyor kendimi bana cagiriyorum.

Kendim gelince bir ara devam ederim

Simdilik Tschüss

Donnerstag, 19. Februar 2009

Allah'lik Taslamak


Yapay Zeka, Ada ve Bir Adam Yaratmak izledigim bu üc filmin ana temasi buydu bence, tanri olmaya calismak, O'na rakip olmak, mükemmellige ulasinca Allah olduguna inanmak, ve Allah ile yarisirken "insanlar icin yaptik"diyebilmeleri. Bu üc filmi biraz daha yakindan inceleyelim.

Yapay Zeka (A.I. Artificial Intelligence); teknolojinin alip basini gittigi bir zaman, bir mucit robatlarin oyuncak, hizmetci, isci haricin de baska bir sey daha olabilcegine inaniyor. Onlarin gercek bir insan gibi sevebileceklerine inaniyor ve basliyor yaratmaya. David O nun yarattigi sevebilen, ögrenebilen ilk cocuk.Hersey basta cok güzel, David evlatlik ediliyor, cocuklari hasta bir aileye veriliyor. Zaten David de ailenin cocuguna benziyor, tek farki yapay bir zekaya sahip olusu. Bu güzel hikaye Martin in iyilesmesi ile bozuluyor, ev iki cocuga dar geliyor ve birine (tabi ki yapay olana) yol görünüyor. Yapay olan terkediliyor, ama hic vazgecmiyor, geri dönebilmek icin hayallerin pesinde kosuyor.


O nu insanlar yakaliyor, kafase kapitiyorlar.Kapatildigi kafeste bir el tutuyor, o elin sahibi robot ile birlikte hayallerinin pesinden gidiyor. O hayal kurmayi basaran, pinokyo ya olanlarin kendine olabilecegine inanan, yaraticisini sasirtan bir yaratilan. O nu yaratan yaratici olmadigini tam kavrayamiyor bence.







Ada (Island); Teknolojiler yine insanlar icin, onlarin refahi, hayatlarini kolaylastirmak icin. (zengin) Insanlarin saglik, yaslanmak gibi korkulari, bir mucidin yaratma sebebi oluyor, bir enstütit kuruyor, icinde ise yarattigi insanlar, yani gercek insanlarin birer kopyalari. Onlarin yaraticilari,sadece uyuyan kopyalarin amaclarina hitap etmedikleri icin acimasiz bir teknik gelistiriyorlar. Onlara umut denilen seyi veriyorlar. Ada; onlarin umudu, gitmek istedikleri yer, tertemiz bir ortam. Kopyalar kendilerine ögretileni biliyor onlari yasiyorlar. Dünya kirlenmisti ve onlar burda güvende idiler. Kendilerinin birer yedekparca olduklarinin farkinda degiller.




Beklenilmedik bir sey oluyor ve biri kendine ögretilenlerden daha fazlasi oldugunu görüyor. Kopyalardan birinde hafiza olusuyor, Ada ya gitti denilen insanlara ne oldugunu görüyor ve baska bir kopya ile birlikte hayata dogru kaciyor. Bu kacis esnasinda onlari kovalayan avci bu yaraticilik oyununda nerde durmasi gerektigini fark ediyor. Hikaye mutlu son ile bitiyor, ama yaraticilaga soyunan mucidimiz, bunun farkina varmiyor. Insanlar icin dogru bir sey yaptigina inaniyor.



Bir Adam Yaratmak; Aslin da bu bir film degil, Ustad in piyesi iken, 1977 yilinda 3 bölümlük dizi haline getiriliyor. Cocukken izlediyip anlamadigim halde hayran kaldigim bir saheserdi. Belki de herseyin renkli oldugu bir zaman da izledigim,ilk siyah beyaz film olmasindan kaynaklanan bir hayranlikti. Ama yillar sonra nette tekrar izleme imkani buldum, bir kez daha hayran kaldim, iki rengin her tonunu görebilmis oldugum icin degil, konusuna,oyuncularina hayran kaldim. Neyse ben uzatmadan konuya döneyim.
Hüsrev bir piyes yaziyor. Kendini incir agacina asan bir adamin oglu, kazara annesini öldürüyor ve bu hatasi kensini ayni incir agacina asmasina sebep oluyor. Muhtesem bir piyes, izlemeyen, konusmayan kalmiyor. En cok konusulan, sorulan ise O incir agaci. "Neden sadece agac degil de incir agaci?" diye soruyor bir gazateci. Bu soru her cevapsiz kalisinda merak daha cok artiyor. "neden incir?"

Hüsrev yarattigi eseri "dostlari" ile tartisirken,canlandiririken kazara akrabasi Selma'yi öldürüyor. Bu ölümden sonrasi Hüsrev yarattigi ile yüzlesiyor. Hüsrev hatasini haykiriyor, acik acik söylüyor ne yaptigini.

‘’Ben ne yaptım? Bir hududu zorladım. Bendimin dışına çıkmak isterken, kendime rast geldim. Meğer kul olduğumu anlamak için Allah’lık taslamalıymışım! Meğer nasıl yaratıldığımı anlamak için bir adam yaratmaya kalkışmalıymışım! Ben ne yaptım? En sağlam basamağı ayağımdan kaydırdım. Körlüğü zedeledim. şimdi görünen şeye nasıl bakayım? İnsan kaderini bir rüya gibi uykuda bulur. Bu rüyayı uyanık nasıl seyredeyim? Allah’la kalabalık arasında kaldım. boşlukta nasıl durayım?’’

"Anlayın bu azabı! Bir azap ki, kul olduğum için çekiyorum, çekmemek için Allah olmak lazım. İnsana göre değil bu; yok bunu çekecek aza insanda! Yetişir! gelsin artık her şey yerli yerine! Verin bana artık dünyamı!"
Hamis; Bir adam yaratmak filmi ile ilgili güzel bir resim bulamadim, bulunca bir ara eklerim.

Montag, 16. Februar 2009

Basliyoruz

''osman hiç bıçağın deştiği yerden kan akmadığı olur mu?benim de beynimden kan akıyor.ben düşünmüyorum,beynim kaynıyor.görüyorum,gözlerimi yumunca görüyorum.beynimin etten yuvarlağı üstünde her düşünce bir damla siyah kan gibi yuvarlanıyor.ben istemiyorum osman!fakat hiç bıçağın deştiği yerden kan akmaz olur mu?''


Diye soruyor Hüsrev. Hüsrev düsünmeden yapamiyor ben ise yazmadan. Ben yazmaliyim, anlamli anlamsiz, birileri okusun ya da okumasin, ben yazmaliyim. Yazmadan yapamiyorum, beynim degil ama parmaklarim kaniyor.


Ustad in "bir adam yaratmak" isimli muhtesem tiyatro eseri ile baslangic yapmak istedim. Ama nerde ben de en sevdigim sözleri bana hatirlatacak hafiza. Google da bir arativeriyim dedim günlükcüm, Google bulmaz mi? Bulur tabi ki hemde fazlasi ile. Cocukken izledigim, hayran kaldigim TRT dizisini de buldum. O yüzden yazmaya ara verip, havizami tazelemek ve cocukluguma dönmek istiyorum. Daha sonra sana ayrintisiyla anlatirim.