Freitag, 24. April 2009

Internetsiz günler

Babam yanlislikla ADSL imizin "reset" tusuna basinca yasadigim günler. Hala internet calismiyor, su anda is yerinden bildiriyorum. Güzel oldu ama. Benim gibi internet bagimlisi insan bir kac gün internetsiz yasiyor, henüz ölmedim. Komaya girerim zannetmistim ama girmedim. Hatta gayet iyi geciyor günlerim. Tamam gece nöbetinden dolayi gündüzlerin cogunu uyuyarak geciriyorum ama uyandigim zamanda, önce elimi yüzümü yikiyorum. Sonra aynaya bakiyorum. Internet varken, önce bilgisayrim acar, sonra yüzümü yikardim. Aynalarla ise hic isim olmazdi. Onlara söyle dönüp bakmam, pek aram yoktur. Ama son bir kac gündür, aynaya bakip bakip sükrediyorum. Güzel bir görüntüm var, elim yüzüm düzgün yani. Siyah saclarimi daha cok seviyorum. Yeni bir sac bandi aldim, su ince serit seklinde ve kurdaleli olanlardan. Simdiler de onu takiyorum, bazen sacimi örüyorum. Saclarimi geriye aldigim ilk gün biraz sok oldum ama, alistim artik. Saclarim bana caktirmadan bayaa bir dökülmüsler.

harmanım ben harmanım
kırk satırlık fermanım
yok dizinde dermanım
eyletmen beni
söyletmen beni
ağlatman beni
aynalar aynalar
ister anam darılsın
ister babam darılsın
vuran elim kırılsın
hüznüm sizde görünür
saçım beyaz örülür
yaşarken de ölünür
söyletmen beni
ağlatman beni
aynalar aynalar
yüzümde hep çizgiler
içimde hep ezgiler
uçup gitti seneler
eyletmen beni
söyletmen beni
ağlatman beni
aynalar aynalar
Bazen de bunlari mirildaniyorum. Aynalar yalan söylemez derler. Bence onlar da yalanci. Misal benim odamda ki bütün aynlar yalanci. Banyoda ki ve annelerin odasinda ki aynalar ise daha dürüst. Benim aynam hep güzel gösteriyor. Mutlu, huzurlu. Banyoda ki ise bütün cizgilerimi ortaya cikartiyor, bütün anilarimi da. Yorgun Beni bana gösteriyor. Belki de isiktir, aynalari kandirip yalan söyleten. Yoksa aynalar yaparlar mi hic öyle seyler?
Yarim biraktigim kitaplara devam ediyorum. Balzac'tan "Vater Goriat" ve Dan Brown'dan "Illimunati". iki yil önce okuymaya baslamitim. Sonra yari yerde biraktim. Simdi biraktigim yerden devam. Illuminati'nin filmi mayisin ortasinda sinamalara gelecekmis. Acele etmeliyim. Sinamadan önce okumaliyim. Filmini görmeyi cok istiyorum. Bu arada Illuminati "Melekler ve Seytanlar" in almanca adi.

Stauffacher' dan 100 Franklik hediye cekim var. Ne alsam acaba diye düsünürken, gözüme hat setini kestirdim. 30'u ile onu alacagim. Ebrudan sonra sira da hat sanati var. Onuda ögrenmeye meyil etim.

Benim hep yasadigim bir sorun var. Son getiremiyorum. Yazdigim yazilarin sonuc kismi olmuyor. Bu yazininda sonunu bir seye baglayamadim. Böyle kalsin.

Freitag, 17. April 2009

Hayrani Oldugum Kadinlar; Alev Alatli


Dogum yili; 1944

Dogum yeri; izmir/Türkiye
Isi Gücü; düsünmek ve bizi aydinlatmak



Babasinin meslegi geregi, bir cok ülke görmüs. Liseyi Tokyo da okumus. Zordur yabanci bir ülkeye o yaslarda gidip, ögrenim görmek. Bir genc kizin en karmasik yillaridir, bence öyle, ya da benim en karmasik yillarim o zamanlar oldugu icin bana öyle geliyor. O yillar da degisiyor, gelisiyoruz. Kendimizi fark ediyoruz. Liseli yillarda arkadasliklar edinilîyor, kimileriyle bir ömür görüsüyoruz. Ilkokul, ortaokuldaki arkadaslar gibi olmuyor. Lise nülke degistirmek belki de o yüzden zor. Arkadaslardan uzaklarda olmak ve yeni arkadasliklar edinmek.. Iste bu oldukce zor. Ben de lisedeyken ülke degistirdim. Daha "Hallo" demeyi bilmezken, Almanca yi ögrenmek, konusmak zorundaydim. Anlamadigim bir dilde egitime basladim, arkadaslarimi Türkiye de biraktim ve yeni arkadaslar edinmeye calisdim.


Hic bir kitabini okumadim, Kitaplarina bir türlü ulasamiyorum. Gecen yaz tatilinde kac kere "Siz de Alev Alatli kitaplari var mi?" diye sordugumu hatirlamiyorum. "kedili kitabi" (Schrödinger'in kedisi) okullar acilinca geliyormus. Ne yazik ki o mevsimler de ben cok uzaklarda oluyorum. Internetten de satin alamiyorum. Birinci sebep Isvicre ye gelmiyor o kitaplar. Ikinci sebep kargo kitaptan daha pahali, eh bende de bu cimrilik varken zor ulasmam. Kocaman bir liste yaptim, mutlaka bu yaz en az iki tanesini bulacagim.


Schrödinger'in kedisi
Yaseminler hala tüter mi?
Iskenceci
Orda kimse var mi? listemin basinda ki kitaplar. Mutlaka okumaliyim..

Ama köse yazilarinin siki bir takipcisiyim. "Ben bir kürt aydini olsaydim" baslikli yazisi karsisinda insan yorumsuz kaliyor.


Hayrin olusumun en büyük nedeni bilgisidir. Evet akil bir Allah vergisidir, onu kullanmayi bilmekte kula kalmistir. Alev Hanim da zekasini kullanmayi biliyor. Hem de cok iyi biliyor. "Neden ben bu kadar cahilim ki" sorusunu bana defalarca sordutturdu. Iyiki de yapiyor.
Yazimi bitirirken aklima rahmetlik babaannem geldi. O böyle oturusunda asalet, konusmasinda bilgi zenginligi olan kadinlar icin "hükümet gibi kadin" derdi.

Sonntag, 5. April 2009

Hayrani Oldugum Kadinlar; Googoosh

Kiminin hayatina, mücadesine, kiminin hafizasina,aklini kullanmasina, kiminin ise askina, sevdasina hayran oldugum kadinlarla ilgili bir seri yazmaya karar verdim.

Ilk acilisi Googoosh ile yapiyorum.

5 Mayis 1950 Tahran dogumlu, azeri anne bananin kizi. Kücük yasta sahnelere cikiyor. Genc kizliga adimlarini attigi sira ise müzisyenlerin dikkatini cekiyor. Iran da gencleri erkileyen sadece sesi olmamis, giyimi, dansi makyaji,saci olmustur. Orasi Iran ve Irana göre fazla avrupai imis. 1979 yilin da malum devrimden sonra O da yasaklanmis. Ancak 2000 yilinda sarki söylemesine ve yurtdisina cikmasina izin verilmistir.

Bu kadinin sesine hayranim, farscayi sevdiriyor insana. Cok güzel gözleri var, bakmayi bilen güzel gözleri var. Linkini verdigim video da güzel dans figürlerini görbiliriz. Haraketlerine ve kiyafetine bakildigi zaman avrupali meslektaslarindan ayirt edilemeiyor. Tek farki iran müzügini popla karistirip söylüyor olusu. Bu kadinin sesi ve hayati beni etkiliyor. 30 yil sarki söylemesine izin verilmemis, ama bülbüller sustularak sesleri paslanmazmis, bunu verdigi konserde de ispatlamistir.

http://www.youtube.com/watch?v=Ia0yorLYzTQ

Bir öldü, bin dogdu




Kaynak; bbp.org